SS501- Yine başım belada!!-

Haklısın canım...kız meselesi arayı bozmakta bir numara

-------------9. BÖLÜM------------
----KYU------
“-Ben geldim” dedim.Hyun paniklemişti doğal olarak.
“-Hoş geldin, Asya uyudu.Sanki yüzünde bişey varmış gibime geldi de onun için eğildim yanlış anlama.”tabi ki yalan söyleme Hyun demiyecektim.
“-hm.Benim sana söylemem gereken bişey var.”ben de gittim asya nın diğer tarafına koltuk çektim ve oturdum.
“-seni dinliyorum.”
“-sanırım ben Asya dan hoşlanıyorum.”


------HYUN------
Ne Kyu Asya dan hoşlanıyo mu?Ben hyung u beklerken bunu söyleyen Kyu muydu?Sanırım zorda olsa konuşabilirdim.
“-Ama ya Mei chan?”yutkunarak konuşmuştum.
“-Biz ayrıldık.Normalde bi ilişkiden çıktıktan sonra yeni bir ilişki düşünmem bilirsin ama bu farklı.Asya benim için çok farklı.Ben..Ben ona aşık oldum.”sanki birileri kalbimi ve beynimi tekmeliyodu.Gerçekten büyük bir darbe almış gibiydim.En yakın arkadaşlarımdan biri sevdiğim kıza aşık olmuştu.Of ben ne yapıcam şimdi?Asya dan vazgeçemem.Şuan tek bildiğim bu…
İkimizde Asya ya bakıyorduk.
“-Ona bunu şimdi söyleyemem ama daha sonra kesinlikle söylücem.” Ne yapmalıyım?ne yapmalıyım?Ben de söylemeliyim.Benimde asya yı sevdiğimi bilmeli.
“-Şey Kyu ben ..”

“-Merhabaaa!” Hyung un sesiydi.Çok bağırmıştı.Kyu yla ikimiz aynı anda sus işareti yaptık.
“-Pardon görmedim uyuyo demek.”
“-Ama sesinden uyanmaya başlıyor.” Dedi Kyu.Asya uyanmaya başlamıştı.Hyung ta elindeki çantayı bırakıp yanımıza geldi.Hepimiz asya ya bakıyoduk.
“-Ne oluyo ya! Niye hepiniz öyle dikkatlice bakıyosunuz?”
“-Nasıl hissediyosun?” dedim.
“-İyiyim”dedi.
“-Ya asya özür dilerim ben bağırdığım için uyandın.”
“-Hayır ya zaten bayadır uyuyodum uyandırdığın için teşekkürler” gülümsedi.
“-Asya ben geldiğimde de uyuyodun bişey yiyemedin sana çilek keklerinden almıştım hadi ye şunları”
“-Ama hiç yiyesim yok ki”
“-Sen hastasın olur mu hiç” dedi hyung ve hemen bi tanesini alıp asya nın ağzına vermeye çalıştı, başardı da.
“-Dur öldüreceksin beni” asya hem gülerken hem de ağzındakileri çiğnemeye çalışırken bunları söylemek istemişti heralde.
Bir öksürük sesi duyduk hepimiz o yöne doğru döndük.Sanırım hastanedeki bütün bayan hastalar ve hemşireler şuan kapının önünde bizi izliyodu.Hepsi sus pus olmuş asya yla ilgilenişimizi izliyodu ama bi tanesi daha fazla dayanamayıp öksürmüştü sanırım.

“-Evet bayanlar, sorun nedir?”aralarından uzun boylu sarışın bi bayan öne çıkıp;
“-Siz SS501 siniz değil mi?”
“-evet bi arkadaşımız rahatsızda onun için buradayız” dedi gülümseyerek hyung zaten biz çoktan ayağa kalkıp kapının önünde yan yana dizilmiştik.
“-şey arkadaşınızın bayan olduğunu duyduk doğru mu diye bakmaya geldik ama maalesef doğruymuş.”gerçekten üzgün görünüyodu.Bizi bu kadar çok mu seviyolardı.Asya da konuştuklarımızdan anlamadığı için arkadan beni dürtüklüyodu.Onlar diğerleriyle konuşurken bende arkamı döndüm.
“-ne diyolar? Niye gelmişler?”
“-Ya biz burada ünlü bi grubuz ya hani işte bizi görmeye gelmişler”
“- o zaman neden mutlu değiller artık sizi gördüler değil mi?”
“-Onlar seni kıskanıyolar”gülümsedim.
“-nee!Ay hiçç gülesim yoktu beni mi kıskanıyolar?”
“-tabi bizim gibi 3 yakışıklı aynı zamanda da ünlü erkeğin bi bayanla ilgilenmesini herkes kıskanır”
“-Ben kıskanmazdım,(hehehe)” Ellerimi kaldırdım yanaklarını tuttum ve sıkmaya başladım.
“-aa acıyo acıyo, bıraksana be sadist misin senn aaa acıyoo”
“-tamam bıraktım bu seferlik affediyorum bizim değerimizi bilmelisin değil mi?”(hehehe)

Biz öyle konuşurken odaya doktor girdi bayanları aşabilmişti demek.
-----------------ASYA-------------
Ayşş yanaklarım çok acıyoo!!Doktor yanıma yaklaştı.

Doktor sanırım Korece konuşuyodu ve ben anlamıyodum sırayla bizim çocuklara baktım.Kyu konuşmaya başladı.Doktora Korece bişeyler söyledi daha sonra doktor İngilizce konuşmaya başladı.
“-hastamız nasıl bakalım”
“-iyiyim teşekkürler”
“-Güzel bundan sonra daha dikkatli olursunuz umarım küçük hanım”gülümsedi oda çok akıcı bişekilde İngilizce konuşuyodu.
“-Evet kesinlikle daha dikkatli olucağım”
“-Eğer gerçekten iyi hissediyorsanız bugün taburcu olabilirsiniz normalde 1 gece kalmanız gerekiyodu ama burada herkesin refakatçısı ünlü birileri olmuyo”gülümsedi.
“-AH gerçekten çok üzgünüm tabi ki çok iyi hissediyorum taburcu olabilirim”
“-yinede yanınıza bi hemşire vermemiz ister..”
“-aa hiç gerek yok doktor bey biz ona gözümüz gibi bakarız” dedi hyung, komik çocuk ya
Diğerleri doktor dahil hyung a baktık o da bana bakıp gülümsedi ben de ona gülümsedim bayağı değişmiştim sanırım.
“-tamam o zaman çıkış işlemlerinizi ben hallederim siz sadece gidebilirsiniz” dedi doktor güldü hastane anlaşılan çok karışmıştı. Demek bu kadar ünlülerdi.Doktora teşekkür ettik. Zaten hyung un getirdiği çantayı hiç açmamıştık ben sadece eşofman takımımı almak için açtım bir sürü şey getirmişti deli çocuk.Takımımı aldım ve banyoya girip giyinmeye başladım kapıya kadar kyu eşlik etti. Hemen takımımı giyip dışarı çıktım.Hyun kapının önünde beni bekliyodu.
“-Hyung arabayı hazırlamaya, Kyu da doktordan biraz bilgi almaya gitti yani aşağı kadar ben sana eşlik edicem”
“-ben kendim inerdim ya seninde işin varsa alıkoymuyum yani”
“-hadi hadi inelim biran önce” böyle dedi kolumu aldı ve koluna geçirdi.Benden nefret mi ediyo yoksa beni seviyo mu anlamadım.
“-iyi inelim bakalım.”Asansöre doğru yürümeye başladık.Asansör geldi çok kalabalıktı binmemeye karar verdik.Merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başladık bi kaç hemşireden başka kimse yoktu.4 yada 5 kat indik ama birden dengemi kaybettim.Yanımda asansör boşluğu vardı.Karanlıktı hiç bir şey görünmüyordu.Sanırım oraya düşecektim.Hyun a tutunamazdım o zaman onunda benimle düşme ihtimali vardı.Ah bi insanın başı beladan hiç çıkmaz mı al işte yine düşüyodum toparlanmaya çalıştım ama olmadı bende öylece gözlerimi kapattım olacaklara hazırladım kendimi.Biraz havada süzüldükten sonra sert bir zemine çarpacaktım muhtemelen başım yarılacak ve bir yerlerim kırılacaktı.sonunda süzülmeye başladım.ilk tahmin doğruydu.Ama düştüğüm şey sert değildi.Bi terslik vardı gözlerimi açtım ve o da ne hyunun üstünde yatıyodum.Hayır ya bu soğuk çocuk bana bişey olmasın diye kendini aşağı atmış olamaz değil mi? Hemen üstünden kalktım ve yukarı baktım neyseki bir kat düşmüştük yani umarım çok yaralanmaz off niye böyle bişey yaptı ki şimdi??

“-hyun !hyun! Beni duyabiliyo musun?Aç gözlerini lütfen” ses gelmiyordu.gözlerini yummuş öylece yatıyordu.Ahh ben napıcam şimdi….



------------ 9.BÖLÜM SONU-----

Yeni bölüm geldi arkadaşlar biraz geç kaldım ama bayram dolayısıyla yazamadım umarım beğenirsiniz

ah ne üzel olmuş cnm başındanberi burda okuyorum benimde bir hikaye kitabım var ama yayınlamak istemedim daha sonra istede gezinirken bu sayfayı buldum süper di hikayeliriniz yazmaya devam burda meraktan bayılacam

Ay hyunum ay neler geliyo senin başına
Bölüm güzeldi canım umarım yakında eklersin yine yeni bölümü

--------10. ve 11. BÖLÜM--------
------ASYA-------(devam)
“-Hyun lütfen aç gözlerini, hepsi benim suçum ya niye sen de atladın sanki?Uyan ya lütfen?”Sanırım uzun bi süreden sonra ilk defa ağlıyordum.
“-Asya” fısıldayarak böyle söylediğini duydum.”-Asya iyi misin?”
“-Aptal ben iyiyim, sen kendi haline bak asıl sen iyi misin?Benimkide soru tabi ki iyi değilsin.”
Oturmaya çalışıyordu.
“-saat geç oldu hava kararmaya başlar birazdan o yüzden biran önce gidip yardım çağırmam lazım sen burada bekle ayağa da kalkmaya çalışma sakın tehlikeli olabilir”
“-İyiyim ben sana yardım edicem.”
“-Bana zaten yeterince yardım ettin ama önce bi şuradan çıkalım ondan sonra konuşacağız bu konuyu, neden yaptın böyle bir şeyi deli misin sen ya daha derine düşseydik ya sana bişey olsaydı sen sanatçısın sağlığına dikkat etmek zorundasın?”
“-Yani sanatçı olduğum için mi endişelendin?”gerçekten üzgün görünüyodu.
“-Tabi ki hayır sen benim arkadaşımsın ya sana bişey olsaydı kendimi asla affetmezdim”

“-Sen daha önemlisin, Asya ben sana a..”

------------HYUN----------

Evet tam sırasıydı.Benim için ne kadar önemli olduğunu ve ona aşık olduğumu söylemenin tam zamanıydı.
“-Sen daha önemlisin, Asya ben sana a..” tam ben söylerken bi ses duyduk birileri bize sesleniyodu sanırım düştüğümüz fark edilmişti.Of şansa bak ya!!
“-Hey!Bizi duyuyo musunuz?Orada kimse var mı? “cevap vermek hiç içimden gelmiyordu.Ama Asya buradan çıkmayı çok istiyordu.
“-Evet buradayız,lütfen yardım edin arkadaşım yaralandı!”arkadaş…Onun hep arkadaşı kalmak istemiyordum.
“-Tamam bekleyin birazdan orada oluruz”
“-Ben iyiyim ya panik yapma”dedim.
“-Sen kolunu görmedin heralde”aa evet kolumun kanadığının farkında değildim.Dirseğim fena yırtılmıştı.Sonunda geldiler.Asya bir koluma hemşire bir koluma girdi.Çıktığımızda
Kyu ve Hyung bizi bekliyordu.Anlaşılan çok endişelenmişlerdi.Yüzleri bembeyaz olmuştu.Ve sanırım kimseye haber vermemişlerdi yani insanlar bu haberi duysa ortalık ayağa kalkardı en mantıklısı buydu.Çıktığımız anda yanımıza koştular.Kolumun kanadığını fark ettiler.Zaten hemşireler hemen beni koştura koştura götürdü.Benimle hemşireler ilgilendiği için biraz benimle ilgilenip Sonrada asya ya bakmaya gittiler.Onu önemsiyorlardı.



-----------------5 gün sonra------------
-------ASYA--------
Kazadan sonra 5 gün geçti yarın Young ve Jung geliyorlar.Onlara kazayla alakalı bir şey söylememiştik yoksa kesinlikle geri dönerlerdi çünkü kötü olaylar üst üste gelmişti. Ben de bu 5 gün içinde okulla ilgili evrakları halletmiştim.Koreceyide internetten ve çocuklardan bayağı öğrenmiştim.Yazması biraz zordu o kadar.Bu sürede annemle de 2 defa konuşmuştum ama sevgilisi konusunda bir şey demedi sadece çok yakında bomba bi haberim var sana falan diyip duruyodu.İnşallah ben evlendim falan diye çıkmaz karşıma.Ben bile adamla daha tanışmadım.Yatağıma uzanmış bunları düşünüyodum.Saat akşam 10 gibiydi.Akşam yemeğimizi yedikten sonra herkes kendi odasına çekilmişti.Kyu,Hyun,Hyung bana çok iyi davranıyorlardı.Onlar yüzünden erkeklere karşı eskisi kadar sert olmamaya başladım.Ne yazık…Canım sıkılmıştı.Biraz bahçeye inmiştim.Hava çok güzeldi başımı kaldırdığımda bir sürü yıldız vardı. Hemen çimenleri üstüne uzandım yıldızlara bakmaya başladım.Ay bugün dolunaydı.Dolunay…Ben bunları düşünürken bir hışırtı duydum.Yanıma Hyun uzanmış o da gökyüzüne bakıyordu.
“-Bugün dolunay var öyle mi?”
“-evet dolunay var yani Dolun bugün sevgisi birkez daha gösteriyo İntera ya.”
“-Ne?Nasıl yani? Onlar kim?”
“-Aslında bu bir efsane dolunayın efsanesi anlatma mı ister misin?”
“-Çokkk .”gülümsedi.Bu çocuk çok tatlı gülüyordu.
“-Çok çok eskiden yeşil bir vadinin içinde bir ırmak kıyısında kurulu bir köy varmış. Köy sakinleri tarımla uğraşırlarmış, hayvanlar avlarlarmış sularını kaynağı çok uzakta olan, köylerinin içinden geçen, ırmaktan alırlarmış. Köyde herkes birbirini sever, sayarmış. bir tek kişinin kalbinde öyle büyük bir sevgi varmış ki bütün köyünkine bedelmiş; Dolun'un Intera'ya olan aşkıymış bu.Kız Dolun u bilirmiş ama yakından tanımazmış. Dolun dayanamamış bir gün gitmiş kızın yanına Sormuş Intera'ya onunla evlenip evlenmeyeceğini.

Intera demiş ki Dolun'a :
“-evlenirim evlenmesine ama beni çok isteyen var.Bu yüzden babam beni her isteyenden aynı şeyi ister.Babamın bu isteğini yerine getiren benimle evlenebilir ancak” demiş.
Dolun şaşırmış.
“-"Sensin benim kalbimim sahibi"diyerek başlamış sözüne

"Senin dileğin benim için bir emirdir,söyle isteğini hemen yapayım" demiş aşkına.
“-bir çiçek vardır yaprakları gümüş tomurcukları elmas babam onu getirene beni verecek.Ama oraya bir giden geri gelmiyor çünkü orası buradan daha güzelmiş” demiş İntera.

Hyun beni o kadar dikkatli dinliyordu ki nefes alıyo mu acaba diye merak etmiştim.

Dolun;

"Senden daha güzel ne olabilir ki bu dünyada" demiş Intera'ya

"Döneceğim, o çiçekle, döneceğim çünkü seviyorum seni, çünkü sensiz anlamı olmaz benim için o güzelliğin".

Dolun çıkmış yola sonra. Kırk gün yürümüş ırmağın yanından. Hep ne kadar sevdiğini düşünmüş Intera'yı yol boyunca. Tek aklındaki Intera'ymış, tek amacı ise o çiçek. Kırkıncı gün kalkmış Dolun sabah erkenden, yüzünü yıkamış ırmaktan, anlamış ki çok yaklaşmış kaynağına ırmağın suyun serinliğinden. Devam etmiş yoluna sonra. Biraz sonra varmış kaynağa, bütün yeşilliklerle çevrili bir göl varmış kaynakta, gölün ortasında bir adacık, adacığın üstünde de o çiçek duruyormuş. Anlamış Intera'nın anlattığı çiçek olduğunu güzelliğinden. Yüzmeye başlamış adaya doğru hemen. Adaya çıkınca karşısında bir adam belirmiş Dolun'un.

Adam Doluna:

"Her gülün bir dikeni, koruyucusu, olduğu gibi bende bu çiçeğin koruyucusuyum, eğer almaya geldiysen ben, Salut, izin vermem buna" demiş.

Dolun şaşkın ve de kararlı bir tonla;

"Ben o çiçeği alacağım sonra aşkıma kavuşacağım" demiş.

"Hiç bir şey beni kararımdan çeviremez."

"O zaman beni biraz dinleyeceksin" demiş Salut

"Sana neden koparmaman gerektiğini anlatacağım, eğer hala ikna olmazsan o zaman izin veririm almana".

Dolun ikna olmuş ve çökmüş yoncaların üstüne, başlamış dinlemeye...

"Eğer bir şeyi çok fazla istersen ve engelin yoksa önünde onu alırsın, hayatta böyledir, insan engelleri aşarsa yaşamına devam edebilir. Bu çiçekte sadece yaşam için bir şeyler yapacaksan engelleri kaldırır önünden çünkü onunda bir görevi var, bu çiçek sadece 28 gecede bir açar yapraklarını ve döker parlayan tohumlarını göle, bu sayede buradaki sular yükselir ve ırmaktan taşar gider zamanla. Bu ırmak sayesinde yaşar bu doğadaki yeşillikler, insanlar, hayvanlar." demiş Salut.

Dolun başlamış düşünmeye, eğer çiçeği koparırsa kavuşacaktır sevdiğine ama kuruyacaktır ırmakları bunun yanında. Sonunda çiçeğin başına çöker kalır Dolun. Gümüş yapraklarında kendini görür Dolun çiçeğin. Yanında Intera vardır ama niye mutsuzdur ikiside. Aslında kalbindeki tek endişeyi görür Dolun. Zaman geçtikçe Dolun'un düşünceleri yoğunlaşır kafasında. Mutsuzluğunu düşünür, çiçeksiz Intera'sız bir yaşam düşünür. Koparamaz çiçeği günlerce. Dolun artık yaşamaktan zevk almaz şekilde sadece aşkını düşünerek beklemeye başlar olacakları.

Bir gece çiçek tohumlarını bırakırken göle bir tomurcukta Dolun'un sertleşmiş kalbinin üstüne düşmüş, aniden Dolun kalbindeki aşkının büyüklüğü kadar kocaman bir taşa dönüşmüş, taş o kadar büyükmüş ki Dünya'ya sığmamış gökyüzüne yükselmiş ve Dünya'yla dönmeye başlamış.

Böylece Ay olmuş Dolun'un kalbi Dünya'ya.

O günden sonra sadece 28 gecede bir göstermiş Dolun kalbinin tüm yüzünü, aşkının bütün parıltısını diğerlerine; sadece o gecelerde aydınlatmış Dünya'yı, aynı çiçek gibi...

“-İşte böyle çok güzel değil mi?Küçükken babaannem anlatmıştı.Ben de o günden beri gerçek aşka inanmam.Gerçek aşk Dolun ‘un kiydi.Öyle bir aşkta daha gelmez dünyaya.” Dedim dolunaya baktım ve gülümsedim.
“-Ben de şuan inanıp inanmamakta kararsızım.Ama inanmayı çok istiyorum.
“-OO birine aşık olmuş gibi konuşuyosun Hyun.”
“-Oldum nasıl olduğumu fark etmedim ama.”güldü.
“-Çok üzülme ya eminim senin gibi birini geri çevirmez.Hem yakışıklısın hem yardım seversin hem de ünlüsün biraz gıcıksın ama oda nazar boncuğun olsun.”baştakileri söylerken gülümsedi ama gıcık lafını duyunca yerden çim koparıp üstüme attı.
“-AA gıcık şey iltifat edince kızmıyo gıcık dedik diye hemen sinirleniyo”
“-Ee gıcıklık işte ne yaparsın, demek beni geri çevirmez öyle mi?”
“-hıhı, benim uykum geldi yatmaya gidiyorum iyi geceler.”
“-Dur önce gelde şu saçındaki çimleri temizliyim.”
“-İşte ona çok sevinirim”gittim önüne oturdum o da temizlemeye başladı eli bayağı hafifti sanki saçımla oynuyodu.Biraz sonra ensemde bi sıcaklık hissettim Hyun da artık hareket etmiyordu zaten.Sanırım başını sırtıma yaslamış uyuyordu…


--------10. ve 11. bölüm sonu--------

Hikayeye bayıldım ya ilk defa duyuyorum bu hikayeyi doğrumu bu gerçekten

Efsaneler ne kadar doğru olur bilmiyorum ama beni de çok etkilediği kesin

Bende bittim merve...
Hiç duymamıştım çok güzeldi benimde başkalarına anlatacağım kesin

Beğenmenize çok sevindim

Bende çok sevdimm ve ilk defa duydum bu efsaneyi...gerçekten çok güzelmiş:)

Teşekkürler...

Bende burdayım kızlar ve Duyguda yanımda....

Son rütuşları atıyoruz canım 5 dk ya okursunuz inşallah :)

Ben yine yorumları göremiyorum en son merve yazmış ama açıyorum yokk pc kafayı yedi

Yorum yoktur belki :D

Görmüyom...