25.Bölüm
“yoorinn o… niye….niye o”dedim titreyen sesimle ve gözyaşlarım istemsizce akmaya başladı… “sakin olmanı söylemem aptalca ama aklından geçen şey değil,trafik kazası,şuan yoğun bakımda,iyile…”gerisini dinlemeden koşturarak yoğunbakım odasını armaya başladım,koridorlarda “kyujong kyujonii” diye yankılanan sesimle deliler gibi koştururken hyun,jun,saeng,min,hepsini bitap halde buldum.çığlıklarla kapıyı yumruklamaya başladım.sinirlerim boşalmıştı,ne yaptığımı bilmez bi haldeydim.saeng oppa ve jun tutmasalar daha neler yapardım bilemiyorum.sakinleştirici aldıktan sonra yoğun bakım odasının büyük camının önüne geldik.kaplolara bağlı ve vücudunda morluklarla orada öylece yatan kyujong u gördüğümde içimden bir şeylerin kopup gittiğini hissettim.sakinleştiriciden ötürü kollarımın gücü yoktu.cama yapışarak “beni bırakamazsın,bırakamazsın,bırakma lütfen beni bırakma kyujonii”diye fısıldadım…..yoğunbakımda iki hafta kaldıktan sonra odaya aldılar… beni gördüğünde zorlukla “çi-n-gu-sa-rang”deyip dudağının kenarına küçük bir gülümseme koymaya çalıştı…gözyaşları içinde saeng oppanın kollarından çıkıp yanına koştum, yüzünü ellerimin arasına alıp, geç kalmış öpücüğü-ilk öpücüğümü-dudaklarına bıraktım……onun uyanmasını beklerken ki çektiğim acılar geçiyordu,kalbimde açılan yaralar kapanıyordu…herkes bizi izliyordu ama umrumda değildi… “beni bırakmadığım için teşekkür ederim”dedim….bu kaza ona olan aşkımı, bağlılığımı, sevgimi, görmemi-anlamamı sağlamıştı….onu kaybetme düşüncesiyle geçen iki hafta içinde her gün ölüp ölüp dirilmiştim …bana en çok destek olan yine saeng oppa ve yoorin di…hastaneden çıktıktan sonra bir süre grup çalışmalarına katılamadı.seoulden uzaklaşmak istiyordu.bana onunla jejuya gelip gelemeyeceğimi sorduğunda tereddütsüz kabul ettim.bu zor zamanlarında yanında olmalıydım,eskiden olduğu gibi kaçamazdım aynı hatayı tekrar edemezdim. “seninle her yere giderim”dediğimde hem sevinmiş hem de şaşırmıştı. “ya işin?” diye sordu merakla “yoorin tek başına idare edebilir” . “yoksa hayır dememi mi bekliyordun?”dedim sitemle. “aaa ani,kınçana”dedi korkararak.bu hali gerçekten sevimliydi.yanaklarından sıkıp “birlikte olgunlaşıyoruz,eskiden yaptığım hataları yapmamaya çalışıyorum”dedim gülümseyerek. O da benim yanaklarımı sıkarak “aaaa~~evet gerçekten olgunlaşıyoruz,çingusarang”dedi ve beni gıdıklamaya başladı.düşüncelerimiz olgunlaşıyordu belki ama içimizdeki çocuk bir türlü büyümüyordu…ya da biz öyle istiyorduk,hiç ama hiç büyümesin….
jejudaki tatil hem ona hem de bana çok iyi gelmişti…geri döndüğümüzde benim ve arkadaşlarının desteğiyle ve içindeki müzik aşkıyla sahneye geri döndü. “oradan uzak kalmak senden uzak kalmak gibi”derken onu anlayabiliyordum.sonuçta benim içinde ondan uzak kalmak fotoğrafçılıktan uzak kalmak demekti.bir kaç ay sonra asya turu için hazırlanıyorlardı.bunun, uzun bir süreyi kapsayacağını ,bir süre görüşemeyeceğimizi söylediğinde “benim için senin iyi olman önemli,beni düşünme, başaracağınıza inanıyorum,fighting!”dedim onu desteklemek için...ama kalbim tam tersini söylüyordu..hayır gitme..dayanamayabilirim..aptal gibi senden uzakta üç yılımı geçirdim,artık tek bir günümü dahi seni görmeden geçirmek istemiyorum…ama ne yapabilirim ki..bu onun işin…hatta işten daha fazlası…bu düşüncelerle boğuşurken “yarın akşam geliyorsun dimi”diye sordu, “tabiki ilk kez bir personaya katılıcam kaçırır mıyım”dedim heycanla.konser akşamı en önde yerim ayrılmıştı.bütün gece şarkılarını bana bakarak söyledi,ahh bu inanılmaz bir şeydi…o gözlerime bakarak şarkısını söylerken etrafımdaki herkes tek tek siliniyordu,sahnedeki ss501 üyeleriyle birlikte…sadece kyujong ve ben….bu anı betimlemek öyle zor ki….bu yüzden arada kareografiyi kaçırdığı anlar oldu ama hızlı toparlanıyordu.gecenin sonunda beni sahneye çağırıp herkese tanıştırdı.
“ahh evet yanımda duran bayan başıma gelen en güzel şey….benim diğer yarım….onu kabul etmenizi umuyorum….” bana dönüp “çingusarang…..saranghe…”dedikten sonra kollarının arasına alıp sımsıkı sardı…konser alanı “kissı kissı kissı”diye inliyordu….gözlerimi kapattım…yavaş yavaş yaklaşan nefesini hissedebiliyordum…..parmak uçlarımda yükseldim,yükseldim…dudaklarımız buluştuğunda,kanatlanmıştım adeta…hem içimde hem de konser alanının üzerinde havai fişekler patlıyordu…grubun diğer üyeleri let me be the one ı söylerlerken kyujong beni sahne arkasına götürüp, ve son bi öpücük verip gülümsedikten sonra, sahneye geri döndü…
o geceyi hayatımın gelmiş geçmiş en güzel gecesi…olarak düşünüyordum.. ta ki kyujong un tayvana konser için gitmeden önce, beni yemeğe çıkardığı geceye kadar…deniz kenarında bir restaurantta masa ayırtmıştı.yemeğimizi bitirdikten sonra sahile indik uzun bir iskelenin sonuna kadar yürüdük…dolunay ışığı altında uzun uzun gözlerime baktıktan sonra avcuma küçük bir kutu bıraktı…. ve şunu söyledi..
^^^^ FOREVER YOU AND I ^^^^
EUN A SİN