| Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! | |
|
+7Ruk!Ye _ JOON es raol goon sümeyye..;) shin_neul hyun joong^^flower Ophelia my_angel 11 posters |
|
Yazar | Mesaj |
---|
Ophelia
Mesaj Sayısı : 798 Points : 6041 Reputation : 145 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 34 Nerden : KUYUDAN =)
| |
| |
hyun joong^^flower
Mesaj Sayısı : 576 Points : 5764 Reputation : 30 Kayıt tarihi : 01/04/10 Yaş : 36 Nerden : İSTANBUL
| |
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| |
| |
Ophelia
Mesaj Sayısı : 798 Points : 6041 Reputation : 145 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 34 Nerden : KUYUDAN =)
| |
| |
hyun joong^^flower
Mesaj Sayısı : 576 Points : 5764 Reputation : 30 Kayıt tarihi : 01/04/10 Yaş : 36 Nerden : İSTANBUL
| |
| |
Ophelia
Mesaj Sayısı : 798 Points : 6041 Reputation : 145 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 34 Nerden : KUYUDAN =)
| |
| |
hyun joong^^flower
Mesaj Sayısı : 576 Points : 5764 Reputation : 30 Kayıt tarihi : 01/04/10 Yaş : 36 Nerden : İSTANBUL
| |
| |
Ophelia
Mesaj Sayısı : 798 Points : 6041 Reputation : 145 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 34 Nerden : KUYUDAN =)
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 12:20 | |
| | |
|
| |
hyun joong^^flower
Mesaj Sayısı : 576 Points : 5764 Reputation : 30 Kayıt tarihi : 01/04/10 Yaş : 36 Nerden : İSTANBUL
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 13:13 | |
| Benim gif baya buyuk evime gideyim ilk onu degistiricem ama kiyamiyorumda....Sinem gözüm yollarda kaldi ekliyonmu bölüm | |
|
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| |
| |
hyun joong^^flower
Mesaj Sayısı : 576 Points : 5764 Reputation : 30 Kayıt tarihi : 01/04/10 Yaş : 36 Nerden : İSTANBUL
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 13:24 | |
| Tamam canim ben simdi gittim birazdan gelirim | |
|
| |
es raol goon
Mesaj Sayısı : 131 Points : 5269 Reputation : 65 Kayıt tarihi : 04/04/10 Yaş : 31
| |
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| |
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 13:41 | |
| ARADIĞIM CENNET---> FİNALRüya hala inanamıyordu. Jung Min onu sevdiğini söylemişti hem de gözlerinin içine bakarak. Ama en tuhafı Rüya'nın onun bakışlarını
gözlerinde değil kalbinde hissetmesiydi. Ve...o da onu sevdiğini hissediyordu. Ne kadar aksini haykırmak istese de... 'Ben sana karşı hiç bir şey hissetmiyorum' diyebilirdi, kendine yalan söyleyebilirdi ama Jung Min bunu duyarsa ne kadar kırılırdı...İşte
buna dayanamazdı...Jung Min onu kendine doğru çekip sıkıca sarıldı. 'Eğer senden duyamayacaksam, bırak beni sevdiğini kalbimle hissedeyim. Suskunluğuna bile razıyım.' Rüya ağlıyordu. Hiç bir şey diyemiyordu sadece hep onun yanında kalmak istiyordu. Jung Min 'Bu akşam seninle uyuyabilir miyim?' dedi çekinerek. Rüya sadece başını evet anlamında sallayabildi.Sesinin titrememesi için çaba gösterdi ama pek başarılı olamamıştı. 'Eğer bana şarkı söylersen...' Jung Min ona sarılarak yavaşça yatağa oturdu ve yatmasına yardım etti.Sonra onu kendine doğru çekerek sıkıca sarıldı ve hafifçe
şarkısını mırıldanmaya başladı. Ona ilk defa söylediği şarkıyı...
sadece ben miyim gözyaşı döken ve acı çeken? aşkını böyle özlerken sadece ben miyim geri gelmeni ümit eden oh! aşkım. bebeğim bana gel. aşkıma.. bunu yeniden yapabiliriz aşkımızı... bana geri geleceksin değil mi? sen ve ben...
Rüya, kelimelerin ve sesinin büyüsünde kendini unutmuştu. İlk defa kendini bu kadar mutlu ve güvende hissediyordu. Sadece bu gece
diye düşündü ve tekrar gözyaşları akmaya başladı. Jung Min onu teselli etmek istercesine saçlarını okşuyordu. 'Ben varken sen hep mutlu olacaksın.' diye fısıldadı, çok geçmeden ikiside uyumuşlardı. Sabaha karşı Rüya gözlerini açtı ve Jung Min'i seyretmeye başladı. Yavaşça biraz daha ona yaklaşarak yanağına bir öpücük kondurdu
sonra sessizce kalktı. Bir kağıt ve kalem buldu ve yazmaya başladı. Sonra aynı sessizlikle kağıdı az önce kendisinin yattığı yere bıraktı,
yavaşça odadan çıktı. Gidiyordu, bunu en başından beri biliyordu zaten ve artık zamanı gelmişti... ***
Jung Min uyandığında mutlulukla Rüya'ya sarıldığı koluyla onu kendisine doğru çekmek istedi ancak...yoktu. Şaşkınlıkla yatakta
doğrulup etrafına baktı. 'Rüya?' Ve gözüne artık Rüya'dan geriye kalan kağıt ilişti. Telaşla kağıdı açtı ve okumaya başladı...
''Seni sevdiğimi söylecek kadar kalamam burada. Geçici bir hevesin olamam. Üzgünüm Jung Min...Bunu kendime yapamam. Sen beni
kolayca unutabilirsin, bu yüzden beni arama. Bugün Kore'den ayrılıyorum. Seni ve arkadaşlarını hep gülümseyerek hatırlayacağım... Rüya...''
Elleri titreyerek kağıdı bir kez daha okudu...Rüya...onu bırakıp gitmişti...
***
Aceleyle alt kata indi bir yandan da onu durdurmaya çalışan Jun'a bağırıyordu. 'Anlamıyor musun!! Rüya'nın peşinden gitmem gerek, onu durdurmalıyım!!' Jun 'Nasıl yani, vedalaşmadan mı ayrıldı?' diyerek şaşkınlıkla kapıdan çıkan Jung Min'in arkasından bakakalmıştı. Jung Min ise Jeju daki havalanına bir an önce yetişmek için
acele ediyordu. Rüya, Kore'den gidecekse havaalanında olmalıydı... ***
Arabasından indiği gibi koşarak uluslararası uçuş kısmına yöneldi. 'Afedersiniz, acilen birisi için uçuş kayıtlarına bakar mısınız? Adı Rüya...' Sekreter bir anlık şaşkınlıktan sonra 'Üzgünüm ama soyadını da söylemeniz gerek, bu şekilde o kadar kişinin arasından onu bulamam.' Jung Min artık sabrının taştığını hissederek bağırmaya başladı, ' Lanet olsun! Kore'de kaç tane Rüya adında Türk var sorabilir miyim??? Şimdi o kayıtlara bak ve bana hangi ülke için bilet aldığını
söyle!' Görevli durumun sandığından daha ciddi olduğunu farkedip ismi arattı 'Haklısınız. Bir Türk, Japonya için 10.40 a bilet ayırtmış ve uçak 5 dakika sonra kalkacak' 'HEMEN o uçağa bir bilet istiyorum' 'Üzgünüm ama uçak birazdan kalkacak' Jung Min 'Bana sadece şu kapılardan geçmemi sağlayacak bileti ver!!' deyip cebinde ne kadar para varsa hepsini masanın üstüne koydu, görevli kız
bileti verdi. Ve uçağa gidilen yönü işaret etti. Jung Min koşuyordu, hızla güvenlikleri geçip yolcuların uçağa doğru gittiği kapıya koştu.
Geç kalmıştı. O gözlerinden süzülen yaşlarla olduğu yerde kalmışken uçak havalanıyordu.
*** Orada öyle ne kadar beklediğini bilmiyordu ancak havaalanından çıkarken Kyu'nun sesiyle kendine gelebildi, 'Neler oldu böyle? Rüya nerede??' Jung Min oradaki koltuklardan birine çöktü, 'Gitti...' diyebildi. Birden aklına gelen fikirle umutla arkadaşlarına baktı, ' Bir sonraki Japonya uçağına yetişmeliyim!' Hızla tekrar bilet satış noktasına ilerlerken oradaki büyük ekranlı televizyonda çıkan haberle olduğu yere çöktü, artık hiç bir şeyi
hissedemiyordu. Kalbi o kadar acıyordu ki arkadaşlarının bağırışlarını bile duyamıyordu....
'Jeju adasından bir saat önce Japonya'ya doğru yola çıkan XX456 sayılı uçak, bilinmeyen bir nedenden dolayı uçuş sırasında alev
almıştır. Okyanusa düşen uçaktaki yolculara ulaşmak için kurtarma çalışmalarına başlandı.'
Aşk, umutla beklemeye devam ediyordu...O gelecekti...Gelmeliydi...Bu kadar yakınken, bu kadar sevmişken ellerinin arasından kayıp
gidemezdi...Kalbi seni seviyorum diye çığlık çığlığa haykırırken ona sırtını dönemezdi...Ama kimbilir, belki de giderdi...Asla geri
gelemeyeceğini bilmeden, kalbini susturarak...Kimse ne olacağını bilemez, çünkü aşk sadece kalplerin arasındadır... Bazen başlar, bazen
biter, bazense hep devam eder...Ve kalbi yok edene kadar da nefes almaktan vazgeçmez...
BİR YIL SONRA
Tam bir yıl oldu diye düşündü Jung Min. Uçak kazasının olduğu o gün, bir haber alana kadar eve dönmeyi reddedip havaalanında
kalmıştı...Ölen yolcuların arasında onun adını görene kadar kalmıştı. Sonrasını hatırlamıyordu. Sonrası yoktu zaten...İlk önce gruptan
ayrılmayı istediğini söylemişti Hyun'a ama o kesinlikle reddetmişti. Tam bir yıldır Jung Min'in normale dönüp tekrar konser verebilecek hale gelmesini bekliyorlardı. Sadece bir defa konsere çıkmıştı; o şarkı
için...Basına 'Bir tatili hakettiğimizi düşündük ve çalışmalarımız için hazırlık yapıyoruz ' demişlerdi. Kyu, Jeju'daki evden ayrılmayı teklif etmişti ama Jung Min bunu duyunca 'Asla buradan ayrılmam! Onu unutmam için neden bu kadar uğraşıyorsunuz!' diye bağırmıştı.
***
bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet
sen say ki ben hiç ağlamadım hiç ateşe tutmadım yüreğimi geceleri, koynuma almadım ihaneti ve say ki bütün şiirler gözlerini bütün şarkılar saçlarını söylemedi hele nihavent hele buselik hiç geçmedi fikrimden ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın içimin nehirlerinden evet yangın evet salaş yalvarmanın korkusunda talan evet kaybetmenin o zehirli buğusu evet nisyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı bu sevda biraz nadan biraz da hıçkırık tadı pencere önü menekşelerinde her akşam
dağlar sonra oynadı yerinden ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı yani ben seni sevdiğim zaman ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın yine de bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç ***
Her gün akşama doğru evden çıkıp gece yarısından sonra dönüyordu. Arkadaşlarının hepsi ne yapacağını şaşırmış, çaresizce Jung min'in
düzelmesi için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlardı. Aslında hala şakalar yapıyordu ve sürekli gülüyordu ama bir şeyler tersti. Jun dayanamayıp Kyu'yla beraber o çıktıktan sonra peşinden gittiler. Döndüklerinde Hyun ve Saeng merakla 'Eee? Sorun ne öğrenebildiniz mi? Nereye gidiyormuş?' Jun gözleri dolu bir şekilde 'Deniz kenarına...' diyebildi. O ağlamaya başlayınca devamını Kyu getirdi, ' Orada saatlerce oturup denize bakıyor ve kendi kendine konuşuyor. Biz yanına yaklaşırken Rüya dediğini duyduk, sonra ağlamaya
başladı. Bizi farketmeden geri dönmek zorunda kaldık...'
*** HYUNG JUN
Arabayla bir partiden dönüyorduk, Jung Min yine yoktu biz de hasta olduğunu söylemiştik. Sıkıntıyla dışarı bakarken ağzım açık
şaşkınlıkla 'Hey! Arabayı durdurun!' diye bağırdım. Arabadan indiğim gibi koşarak az önce gördüğüm kızı yakalayıp önüne çıktım. Yanılmamıştım...Ben farkında olmadan ağlarken onun da
gözleri dolmuştu. Diğerleri de telaşla yanıma geldiler ve karşılarında Rüya'yı görünce şok oldular...
***
Oradaki bir kafeye oturmuş birbirimizin yüzüne bakıyorduk. Rüya ' Sizi tekrar görebildiğime inanamıyorum' dedi sevinçle. Hepimize tek tek baktı... 'Jung Min? O nerede??'
KYU JONG
Jun ağlamaya başladı ve ben tüm hikayeyi Jung Min'in şu son hali hariç anlatmaya başladım. Şaşkınlıkla dinliyordu.Ben bitirince Hyun
hepimizin merak ettiği o soruyu sordu,
' Peki sen nasıl o kazadan kurtulabildin?'
RÜYA
Bir Yıl Önce - Jeju Uluslararası Havaalanı Havaalanına vardığımda telefonum çaldı. Arayan çalıştığım şirketti. İstemsizce cevap verdim. 'Evet, konuştuğumuz gibi. Saat 3'te Astana'daki görüşmede olacağım.' Kazakistan'a gidiyordum.Biletimi ise Japonya'ya almıştım... 6 Ay Sonra- Kazakistan Her şey o kadar boş ki...Aylardır kendimi buradaki tarihi eserlerin kazı çalışmalarına verdim. Günlerdir yaklaşık üç saatlik uykuyla
ayakta duruyorum. Kendimi bu kadar kötü hissettiğim için herkesten uzaklaştım.Zaten isteselerde bana yakın olamıyorlar. Jung Min'in
dediği gibi herkesi kaçırabilme özelliğimi kullanıyorum. *** 3 ay sonra - Tayvan Yeni işim Tayvan'daydı...Henüz alışmaya çalışıyordum...Geldiğim ilk gün televizyonda kanallara bakarken bir haber dikkatimi çekti. ''SS501 dün Tayvan'da verdiği konserde büyük ilgi gördü. Sadece slow şarkı söyleyen grup , yeni şarkıları 'Only One Day' ile büyük
beğeni topladı.'' Ve şarkıyı söyledikleri kısmı girdiler. Oradalardı...Beşide karşımdaydı işte...farkında olmadan tüm dikkatimi Jung Min'e vermiştim.
Şarkının sözleri üstüme bir ağırlık gibi çökmüştü ve bittiğinde Jung Min'in gözlerinden yaşlar süzüldüğünü görür gibi oldum.Kendi
kendime 'Hah! Haklıydım!!Kimbilir kimi düşünüyordun o an!...' dedim. Gözyaşlarımı elimle silerek Tv'yi kapattım.Bu, onları gittikten sonra ilk ve son görüşümdü...
Only One Day (Sadece Bir Gün)
Senin giderkenki gülüşünü unutamıyorum... Çünkü ben sana değer verdim. 'Zaman herşeyi onaracak...' Bu arkadaşlarımın bana desteğiydi... Ama seni gömmek için bu da faydasız Sürekli gezilerin arasında Beni tekrar bulan o şey, Rüzgarla gelen sesindi... Unutabilir misin? Günden güne Senin burada olmadığın o gün Sanki dün gibi bir hatıra oldu Bu bana çok zor geliyor Bir gün yalnızca bir gün için Eğer gözyaşlarını yalnız elim silebilecekse O zaman sana söyleyeceğim, herşeyim olduğunu... O uzun gecelerde gizlenen Geçmiş anılarımı unutamam Acımasız zaman dursa bile... Üstelik tutamadığım sözüm, üstüme çöken toz oldu Gizlice, gözyaşlarımla temizlerim... Büyük kalabalığın arasında seni tekrar arıyorum (Sesim) seni seviyor diyor, bunu unutabilir misin? Kader bizi ayırsa da Paramparça olmuş bir rüya olsa da Seni tekrardan geri getirmeyi dilerim... Bir gün, yalnızca bir gün için, Eğer seni görebilirsem Ettiğim en iyi dua Seni geri getirebilmek için, devam edemiyorum... Söyleyemediğim o kelimeler kalbimin derinliklerindeydi O halde şimdi sana söyleyeceğim; seni seviyorum Lütfen bu son cesaretimi kabul et...
Şu Anda...Kafede...SS501le...
Şaşkınlığım hala geçmemişti...Planımın buraya varacağını nereden bilebilirdim ki?? Onları daha fazla bekletmeden anlatmaya başladım... 'Evet o gün Japonya için bilet aldım ama onbeş dakika kala kararımı değiştirip Kazakistan'a gitmeye karar verdim. O...Jung
Min...gelmeyeceğini düşünmüştüm ama eğer gelirse diye nereye gittiğimi bulmaması için son ana kadar bekleyip Kazakistan uçağındaki
gelmeyen yolculardan biri yerine uçağa binebildim. Bunu yapanları zaten duymuşsunuzdur.' dedim son olarak. Onlar, o gün uçağa gitmek üzereyken ağlama krizine girdiğimi nerden bilebilirlerdi ki?Ve Kore...Buraya yine işim gereği gelmek zorunda
kalmıştım...
***
Kyu,Hyun , Saeng ve Jun şaşkınlıkla onu dinlediler ve sözleri bitince Hyun ' Şimdi bizimle geliyorsun...' dedi.Rüya şaşkınlıkla 'Nereye?' diyebildi... Saeng sevecen gözlerle ona baktı, 'Jung Min'i sormuştun değil mi?...'
RÜYA Deniz kenarına geldiğimizde hala bir şey anlayamamıştım. Kızamıyordum da çünkü hepsinde tuhaf bir durgunluk vardı. Sahile yaklaşık
yüz metre kala durduk ve arabadan indik. Soran gözlerle onlara bakıyordum. Saeng yine yanıma gelip bana karanlığın içinde bir yeri işaret etti, 'Yürümeye devam et, göreceksin.' 'Neyi?' dedim. Ama cevap vermediler. 'Peki öyle olsun' deyip yürümeye başladım. İlerledikçe karşımda bir bank olduğunu farkettim. Merakla adımlarımı hızlandırdım, orada
biri vardı. Kalbim heyecanla atmaya başladığında aklım 'Hayır, lütfen 'o' olmasın....' diyordu... Yaklaşık iki metre kala durdum ve derin bir nefes aldım. Tam seslenecekken duyduklarım karşısında hiç bir tepki veremedim...Sadece
dinliyordum...
***
Jung Min bir an onu görür gibi oldu karanlık okyanusta...Onu ve asla unutamadığı o gülüşünü... 'Sen gelemeyeceksin belki ama ben gelebilirim değil mi?... Seni son kez göremedim bile...Beni duyduğunu biliyorum. Hatta eminim hala
bana kızıyorsundur. Burada olsaydın yine tartışacaktık ve ben ilk defa senin karşında susacaktım. Yalnız gözlerine bakabilmek için bin kere susmayı tercih
ederdim...Bana kızdığın için mi gittin? Şimdi senden geriye hiç bir şey kalmadı...Bazen hayalini görür gibi oluyorum, biliyor musun?' Hafifçe güldü, artık gözyaşları akmaya başlamıştı, 'Hatta ''yine mi sen'' diye kızar gibisin, bakışların hala aynı. Ya ben? Ben aynı kalabildim mi? Her gün buraya gelip beni neden
bıraktığını sorup duruyorum, belki cevap verirsin diye...Bana ''Artık Git!!' diyecek olsan bile sesini duyacaksam eğer; giderim...Seni
kızdırdığım o gün eğer hala yanımda olacağını bilseydim, giderdim.Ben aynı kalamadım sanırım, görüyorsun, hala seni aradığım içi bana
kızıyorlar. Ve... Ve senin hayalin hala dalgalarda çocuklar gibi oynarken, sen bana hala gitmemi söylerken ben tıpkı o zaman olduğu gibi
yine gidemiyorum...'
Rüya da ağlamaya başlamıştı.Duyduklarına inanamıyordu...Yavaşça ona doğru yaklaştı, şimdi tam arkasında duruyordu, derin bir nefes
alıp 'Gerçekten gider miydin?' diyebildi. Jung Min gözlerini silip ayağa kalktı... 'Sana bir soru sordum, bilmem farkında mısın bay ukala...' elinde olmadan sesi titremişti... Yavaşça arkasına döndü... İnanamıyordu, sadece bakıyordu. Eğer dokunmaya kalkarsa bir anda kaybolacağından korkuyordu. Rüya daha fazla dayanamayıp ona doğru yaklaştı, eliyle yüzüne dokundu. 'Gitmeni istemiyorum.' dedi gözlerine bakarak ve devam etti, 'Ben hala buradayım...' Jung Min hiçbir şey diyemeden Rüya'ya sıkıca sarıldı...İkisi de ağlıyordu...
***
Hayat bazen kimsenin hayal edemeyeceği şeylerle karşılaştırır sizi...Öyle ki bazen çektiğiniz tüm acıları bir anda unutuverir sadece o an
için şükredersiniz...Çünkü bilirsiniz ki hayat her zaman size bir fırsat vermez, siz bir ölünün dirilmesinin imkansız olduğunu bilirsiniz
ama hayat öyle bir plan kurar ki geriye sadece mutluluk kalır...
*** Bir Ay Sonra
Rüya, tüm yaşadıklarını Jung Min'e anlatmak zorunda kalmıştı, onun bu kadar acı çekeceğini bir an bile düşünmemişti... Şimdi ise
birbirlerini bulduklarından beri Jung Min her gün onunlaydı. Bu kez evlerinde kalmayı reddetmişti, oraya çok yakın bir otele yerleşmişti
ama eskisinden daha çok birliktelerdi. Jung Min, sanki kırılgan bir şeye dokunur gibi davranıyordu Rüya'ya...Hala inanamıyordu...
İnsan, bir ölünün geri gelmesi için ne kadar dua etse de gelmeyeceğini bilir...Ama gelirse...Bir şekilde tekrar hayatını aydınlatırsa işte o
an diyecek tek bir sözünüz kalmaz. Sadece doya doya onun yüzüne bakmak istersiniz ve en çok da onu kaybetmekten korkarsınız... İşte bu yüzden Jung Min, Rüya'ya işiyle ilgili hiç bir şey soramıyordu, bir daha gitmeyeceğine inanıyordu... ***
JUNG MİN
Her zamanki gibi sabah erkenden kalktım, artık zorlanmıyordum...Ah...kesinlikle değiştim:D Alelacele üstümü giyinip alt kata indim, 'Heyy ben çıkıyorum, hazırlandığınızda beni arayın, sahilde buluşuruz...' deyip kapıdan çıktım, koşarcasına otele gidiyordum. Aslında otele gitmesini hiç istememiştim ama o hala inatçı olduğundan beni
dinlemedi...Yine de onu görebildiğim için mutluyum. Odasının önüne gelince yüzüme en şirin ifademi yerleştirip kapıyı tıklattım. 'Rüya?' Adını bir yıldır sürekli soğuk bir denize söyleyip cevap beklemiştim, şimdi ise onun sesi beni hayata bağlayan tek şey olmuştu...Yeniden... 'Geldim iki dakika daha bekle sadece tamam mı??' Ben kapının yanındaki duvara yaslanıp beklerken birden kapı açıldı, onu gördüğümde yüz ifademin değişmesini farkedip gülmeye
başladı, 'Hem şaşkın hem de ukala...Umarım bu özelliklerinle de övünmüyorsundur:D' Sadece gülümsedim ve elinden tutup kolumu boynuna dolayıp sıkıca sarıldım, saçlarının kokusunu içime çekerek bir süre öylece durdum. 'Bugün sana bir süprizim var, sadece görene kadar bekle:D'
***
Rüya ve Jung Min sahile geldiklerinde Kyu, Hyun,Jun ve Saeng çoktan gelmiş onları bekliyorlardı.Jun, 'Tekne turu mu? Bu harika:D Süpriz diye buna derim:P' diyerek güldü ve Jung Min'in tepkisinden korkarak hızla tekneye doğru koştu.
Hepsi gülüyordu Jung Min hariç...Hepsi bindikten sonra tekne açılmaya başladı. Etrafta sudan başka hiçbir şey görülmeyene kadar
uzaklaştılar... O gün akşama kadar çok eğlendiler, hepsi Rüya için en hareketli şarkılarını söyleyip birlikte dans etmişlerdi ve Jung sürekli Rüya'yı
güldürecek çocuksu hareketler yapmıştı... Akşam olduğunda Jung Min kaptana göz kırptı, tekne az sonra durdu, Jung gülümseyerek Rüya'nın yanından kalktı, tam ününde diz
çökerek gözlerinin içine bakmaya başladı, 'Bu anı hatırladın mı?' Rüya bunu beklemiyordu...Tabi ki hatırlamıştı...Gitmeden önceki son gece birlikte yatla gezmişlerdi ve o geceyi asla unutamamıştı... 'Be..ben...' Jung Min parmağını dudaklarının üstüne koyarak onu susturdu ve devam etti, 'Bu gece önce ben konuşacağım:D Ben...ben seni tekrar bulduğum için çok şanslıyım...Ve seni asla kaybedemem, bunu göze alamam.
Ben...ikimizde nefes almayı bırakana kadar benimle kalmanı istiyorum...'deyip aynı anda avucunu açtı, Rüya şaşkınlıkla bakakalmıştı.
Avucunda iki tane yüzük duruyordu, birbirini tamamladığında Saranghe yazısı ortaya çıkan iki alyans... Rüya'nın gözleri dolmuştu, bakışlarını yere çevirerek, 'Ben...ben kalamam Jung Min...İki gün sonra buradaki işim sona erecek...Seni...seni gerçekten seviyorum ama kalamam...' Jung Min inanamıyordu, 'İş mi? Bana bunu bahane etme...Hatırlıyor musun? Aşk sadece aradığı kalbi bekliyor demiştim, ben o kalbi buldum ve bulduğum gibi de
kaybettim. O kalbin bir daha asla atmayacağını düşünerek yaşamak nasıl hissettiriyor biliyor musun? Artık olmaz, bir daha gidersen buna
dayanamam...' Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı, Rüya ise ne diyeceğini düşünerek onun gözlerine baktı, 'Seni ağlarken görmek istemiyorum tamam mı?Bana bunu yapma...' deyip ona sıkıca sarıldı...
***
'Jung Min'in tatilde yapılacak düğününe kim gitmek ister ki:D' Jun bunu söyleyip gülmeye başladığında Rüya hafifçe yanağına vurdu, 'Bana bak Jun, şansını zorlama, senin yüzünden kaçak gelin olmak istemiyorum tamam mı??' Jun gülmeye başladı. O sırada kapı açıldı,
içeri gelen Saeng'di. 'İnanmıyorum, masallardan çıkıp gelmiş bir prensese benzediğinin farkında mısın??' Rüya tekrar aynaya döndü, 'Ah...O prensesler de ukala prenslerle mi evleniyor?' Saeng kendini tutamayıp kahkaha attı, 'Sen de hırçın prenses oluyorsun bu durumda:D' Rüya da gülmeye başlamıştı, Saeng devam etti 'Birbirinizi bulduğunuz için çok şanslısınız.' O sırada dışardan sesler geldi, bir bağırış duydular...Bu Jung'un sesiydi. 'Ya!! İçeri girmemem için bir neden söylesene Jun, Baaaakkk bugün sana iyi davranacağım ama yarın sen öldün tamam mıııı!!' Saeng dışarı çıkıp Jung Min'in gelini görmemesi için bahçeye çıkarttı...Düğünde sadece SS501'in ve Rüya'nın aileleriyle yakın
arkadaşları vardı, basına kapalı olacaktı.
Yarım saat sonra ise birbirlerinin gözlerine bakarak evlilik yeminlerini etmişlerdi...
RÜYA
Her şey o kadar inanılmaz bir hızla gelişti ki...Ben onun hislerinden emin olabilmiştim ama yine de korkuyordum...O bana tüm kalbini
açtığında ise o bir yılda benim yaşadıklarım aklıma gelmişti, haklıydı... Onu bırakamayacağımı bile bile ona öyle söylediğime pişman
olmuştum... 'Rüya!!'' Jung'un sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrılıp ona baktım, 'Sonunda gelebildin, sayende burada kök saldım:D' 'Hmm...Ölene kadar sadece beni beklemeni istiyorum' deyip muzipçe sırıttı, ben de bunun üzerine saçını çektim, 'Beni bir daha bekletirsen ölürsün:D' Sonra yanağına bir öpücük kondurdum, kalbim...sanki uçuyordu...6 ay boyunca Asya'dan
başlayarak tüm dünyayı gezmeye karar vermiştik, bense cennetimi aramaktan çoktan vazgeçtim... Onu bir yıl önce o kaza yerinde
bulmuştum ve o da hep benimle olacaktı...İkimiz de nefes almayı bırakana dek...
| |
|
| |
es raol goon
Mesaj Sayısı : 131 Points : 5269 Reputation : 65 Kayıt tarihi : 04/04/10 Yaş : 31
| |
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| |
| |
Ophelia
Mesaj Sayısı : 798 Points : 6041 Reputation : 145 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 34 Nerden : KUYUDAN =)
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 14:28 | |
| | |
|
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 14:31 | |
| | |
|
| |
Ophelia
Mesaj Sayısı : 798 Points : 6041 Reputation : 145 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 34 Nerden : KUYUDAN =)
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 14:37 | |
| | |
|
| |
Hana.Atmosphere
Mesaj Sayısı : 69 Points : 5119 Reputation : 10 Kayıt tarihi : 07/06/10 Yaş : 34
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 14:41 | |
| Sinem, harika muhtesem süper olmus! Okurken gözlerim doldu ve inan benim gözlerim dolmussa gercekten harika olmus demektir Bir an Rüya gercekten öldü sanip korktum ya.. Sonra aradan gecen 1 yil.. Cok korkuttun beni^^ Final süper olmus, yüzüklere ve sözlere bayildim. Siir ve sarkiyi koymanda cok iyi olmus. Haruman hikayeye nasilda uymus.. Jung Min´in sahilde söyledigi o sözler icimi acitti. Cok iyi yazmissin.. Neyse ben simdi uzattikca uzatirim. Dizi tadinda olmus canim kisaca mü-kem-mel diyorum. Hepinizin ellerine saglik | |
|
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 14:48 | |
| | |
|
| |
Ruk!Ye _ JOON
Mesaj Sayısı : 65 Points : 5045 Reputation : 10 Kayıt tarihi : 11/08/10 Yaş : 31
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 15:30 | |
| | |
|
| |
my_angel
Mesaj Sayısı : 913 Points : 6105 Reputation : 126 Kayıt tarihi : 05/07/10 Yaş : 33 Nerden : SS501 in nefes aldığı heryerden...:))
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 15:34 | |
| | |
|
| |
Ruk!Ye _ JOON
Mesaj Sayısı : 65 Points : 5045 Reputation : 10 Kayıt tarihi : 11/08/10 Yaş : 31
| Konu: Geri: Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! Çarş. Eyl. 01 2010, 15:43 | |
| | |
|
| |
Ophelia
Mesaj Sayısı : 798 Points : 6041 Reputation : 145 Kayıt tarihi : 23/04/10 Yaş : 34 Nerden : KUYUDAN =)
| |
| |
| Prenslerimiz için toplu hikaye...Yazmayı seven herkes buraya!! | |
|