Simdi ekliyordum selin
5. Bölüm"Aahhh."
Semih kosarak yanima geldi.
"Ne oldu Elif?"
"Elimi yaktim aciyorrr"
"Sakar sey" dedikten sonra dönüp gitti.
Arkasindan "Gösterdigin ilgi ve sefkat gözlerimi yasartti kuzen!" diye bagirdim.
Jung Min´e söz verdigim tatliyi yapiyordum. Dün onlari otele birakip eve varinca evdeki yemek kitaplarini karistirip düzgün birsey bulmaya calistim.
Simdide bir yandan kazandibi yapmaya calisip bir yandanda bana sabahin altisinda tatli yaptiran sahis´a lanetler okurken elimi yakmistim!
Üstelik bugün konser günüydü. Normal kizlar gibi süslenip hazirlanmam gerekirken ugrastigim seye bak.
Büyük cabalar sonrasi tatliyi yapmayi basarip cabucak hazirlandim. Yaktigim parmagida bantlayip Semihle yola ciktik.
"Heyecanlimisin?"
"Hemde nasil. SS501 türkiyede konser veriyor. Bu inanilmaz birsey kuzen!"
Bana yandan bir bakis atip yüzünü eksiterek"Sakin bayilayim falan deme. Cok isim var birde senle ugrasmayayim" dedi.
Cevap vermedim. Gercekten cok heyecanliydim. Onlari dinlemek icin sabirsizlaniyordum. Özellikle birini.. Hayir hayir hepsini!
Saate baktim. Daha 09.00´du. Konser 19.00da baslayacakti. O saate kadar nasil dayanacaktim?
Bu sefer kapiyi Hyung Joon acti.
"Hosgeldiniiiz!"
"Selam baby" diye sirittim iceriye girerken.
Arkamdan "Oppa de banaa!" diye bagirdi.
Masaya oturmus kahvalti yapiyorlardi. Beni görünce Jung Min elindekini birakip yanima kostu.
"Bende seni bekliyordum. Getirdinmi?"
Cevap olarak tatliyi posetten cikarip masaya koydum.
"Nedir bu?"
"Kazandibi. Sütten yapilan bir tatli."
Herkese koymak icin dolaptan tabaklari cikarinca kolumdan tutup engel oldu.
"Dur önce ben yiyecegim. Bana ver tabagi."
Tatliyi koyup tabagi ona uzatirken nedense heyecanlanmistim. Bir kasik alir almaz "Ee begendinmi?" diye sordum ama cevap vermeyip yemege devam etti. Yoksa kötümü olmustu?
"Birsey söylesene."
Gülümseyerek bas parmagini havaya kaldirinca sevincten ziplayacaktim neredeyse.
Yemege devam ederken "Biliyormusun cok sanslisin. Yaptigi seyi yemem icin kolunu verecek kizlar var" dedi.
Bak sen.. Demek öyle bay ukala. Yanina yaklasip alnina vurduktan sonra "Kes kisnemeyi!" diye bagirip tabagi önünden aldim.
"Hey ne yapiyorsun?" diye sordu hayretle.
"Yok sana tatli falan. Zaten ne diye yapiyorum ki?"
"Yaa versene saka yapmistim."
Protestolarina aldirmadan digerlerinin yanina oturdum. Dün zaafim oldugunumu söylüyordum? Yok daha neler! Günes sacmaliginida nerden cikardiysam. Hah günesmis. Ondan ampül bile olmaz!
Dur dur niye kiziyordum ki? Sakin ol Elif, umursama. Sinirlenirsen kaybedersin.
"Konser 23.00 de bitecek. Ondan sonra birde röportaj var. Onuda atlattinizmi tamamdir." Semih konusuyordu.
Jung Min´de yanimiza gelip karsima oturdu. Yanaklarini sisirip alttan alttan bakti yüzüme.
Hah! Bu sevimlilikler bana sökmez Park kendini begenmis Min!
Alingan bir ses tonuyla "Yarin alisverise gidecegiz degilmi? Söz verdin." diye sordu.
Üff birde o vardi degilmi..
"Evet. Söz sözdür." dedim isteksizce. Yüz ifademe alinmisa benziyordu ama birsey demedi. Bakislari elime kaydi.
"Parmagina ne oldu?"
Elime bakinca yara bandinin acildigini farkettim.
Ona kötü bir bakis atarak "Sana tatli yaparken yaktim." dedim. Vicdan azabi ceksin istiyordum. Galiba ise yaradi. Üzülmüse benziyordu.
Hic öyle bakma hakkettin. Bana öyle sacma seyler söylemeyecektin.
Ayaga kalktim.
"Semih ben yara bandi alip geliyorum."
"Disariya gitmene gerek yok, otelde vardir."
"Yok biraz yürüsem iyi olacak."
"Bende gelebilirmiyim? Yürümek banada iyi gelecek."
"Tabi Joon."
Min´in agzini acip tekrar kapattigini gördüm.
Sersem sey..
Otelden cikip yürümeye basladik. Hizli hizli yürüyordum, kizinca hep hizlanirdim. Hyung Joon bana yetismekte zorlaniyordu.
"Sen birseyemi kizdin?" diye sordu nefes nefese.
"Yok maknae nerden cikardin?" Kaybetmek istemiyorsan sakin ol..
"Kac kere söyleyecegim oppa de banaa!"
"Demicem demicem." Dilimi uzatip kosmaya basladim. Karsiya gecerken araba geliyormu diye bakmayi unutmustum.
"Elif duuuur!"
Ben birsey anlayamadan Joon bana dogru kosup önüme gecti. Arabanin carpmasiyla ikimizde yere düstük. Birkac saniye yerde öylece kaldiktan sonra gözlerimi yavasca actim. Cok korkmustum. Kalbim yerinden firlayacakmis gibi carpiyordu. Joon´un üstünden kalkip ona baktim. Gözleri kapaliydi.
"Joon iyimisin? Ac gözlerini! Iyimisin?" diye sordum panikleyerek.
Ne ses ne bir hareket, hic bir tepki vermiyordu.
"Joon ne olur cevap ver, ne olur!" Aglamaya basladim.
Allahim ona birsey olmasin!
Etrafimizda olusan kalabaliga, bagiran seslere aldirmadan omuzlarindan tutmus gözlerimden yaslar akarak salliyordum onu.
"Joon oppa lütfen ac gözünü. Bak oppa diyorum yalvaririm bana bak! Oppa! Oppa!!"