Charismatic Love/Karizmatik ask

Evet Jung Min basrolde olunca gülmemek olmaz
Kizlar ben suan sacmalayabilirim. Jung Min facebookuna yeni fotograflar ekledi.
Cildiriyoruuum
Hatta ucuyorum resmen ucuyorum!!

Sinem ben öldüm galiba

Ah canlarım beni ben sizi anlıyorum merak etmeyin hatta tüm trplesler sizi anlıyor dimi merve

Jung minin facebook u mu var...??????

Eveeet yeni açmış ama o kadar çok arkadaşlık isteği gitmiş ki onları kabul etmeden biz istek yollayamıyoruz

Bize sıra gelmez bu gidişle....bir bakayım merk ettm adıyla mı açmış..?

Al selin, kendinden gecmeye hazir ol.

https://www.facebook.com/OfficialParkJungMin

Ophelia (Merve galiba) ve flower kendimde degilim ya..
Basta soktaydim simdi düsüncesiz duyarsiz sersem at diye saymaya basladim. Insan hicmi ben bu fotograflari koyuyorum ama ya bakanlara birsey olursa diye düsünmez? Üst üste o kadar fotograf eklenirmi ya..
flower bu arada senin adin neydi?

Hee ben gülcan oda merve....Ay eltim az daha ben merve o gülcan yazıyodum

Merve o sayfayı bnde begendim ama face sine ulaşmak mümkün degil kapattı sanırım dayanamadı çocuk :D

Tanistigima memnun oldum Gülcan ve Merve
Evet ya düsüncesiz iste.. Sonunda durdu nihayet. O durmasa benim kalbim duruyordu.

Daha fazla saymayacağım bitti bu kadar O da az seni örnek alsın sinirimi bozmasın

4. Bölüm

Büyük bir restoranda oturmus yemek secmeye calisiyorduk. Onlara tüm türk yemeklerini denetmek isterdim ama bu mümkün degildi.
Hyung Joon elindeki menü´ye egilmis ciddi bir sekilde inceliyordu.
"Elif lahmajhoon ne?"
"Lahmacun diyeceksin Joon. Türk pizzasi gibi birsey."
"Laah-maa-cyun."
"Yine yanlis."
Pes edip arkasina yaslanirken "Diyemiyorum, zor." diyince siritarak "Belki büyüyünce diyebilirsin baby" dedim.
O meshur saskin/gözleri iri iri acilmis surat ifadesini takindi.
"Heey oppa de bana!"
"Baby babyyy!"
"Oppa deeee!"
"Ya dur aklima bi fikir geldi. Simdi herkes farkli yemekler siparis edecek, hepsini beraber yiyecegiz. Olurmu?"
"Oluur, hadi yiyelim artik." Hyun sabirsizlaniyordu.
Yemekler gelir gelmez saldirdik. Hepimiz cok acikmistik. Semih ve ben onlara teker teker tüm yemekleri tanitiyorduk, onlarda deneyip nasil bulduklarini söylüyorlardi. Mantiyi hepsi cok begendiler, türk pilavini ise fazla yagli ve tuzlu buldular.
Joon "Eliif ac agzini." derken bir yandanda elindeki sarmayi bana uzatiyordu. Gülerek yedikten sonra bende ayni seyi ona yapmak istedim. Bebekleri yedirmeyi cok seviyordum.
"Joonie bende sira, ac agzini ucak geliyooor"
"Ucakmi?"
"Evet türkler cocuklarini öyle yediriyorlar. Hadii ac"
Gülerek acti agzini, ne kadar tatliydi. O sirada Min´in dudaklarini büzüstürüp bizi izledigini görünce basimi önüme egip yemege devam ettim.
Tam agzimdakini bitirmistim ki yine bir el bana sarma uzatti. Bu sefer Jung Mindi.
"Ac agzinii."
"Istemiyorum."
"Joon´dan yiyorsun ama."
Joon gülerek "Hahaha kiskandinmi?" diye sorunca Min bagirarak "Sen sus aptal!" dedi.
"Eyy bana aptal deme!"
Jung Min uzanip baby´nin kafasina vurdu.
"Abine bagirma saygisiz!"
"Ne abisi yasimiz ayni."
"Demek öyle utanmaaaz!"
Hyung Joon´a yine vurmak icin egildigini görünce daha fazla dayanamayip "Durun ya. Sarmayi ver Min." dedim.
Joon´a cok kötü bir bakis attip "Seninle sonra görüscez maknae." dedikten sonra bana dönüp uzatti sarmayi. Agzima atarken bakislarim masadaydi. Basimi kaldirip yüzündeki sevinci görünce baya sasirdim. Bu kadar basit birsey icin niye seviniyordu ki? Cocuk gibiydi.
"Hahaha su atin suratina bakin nasilda mutlu oldu hahaha!"
Joon´un bunu demesiyle kafasina tuzluk atilmasi bir oldu.
Bagirarak eliyle basini tuttu. Aglamakli bakti Jung Min´e.
"Pis hitler!"

Tom & Jerry nin didismesi bitince tatlilara gectik. Korelilerin sekeri fazla kullanmadiklari icin biraz sorun oldu. Hyun´un baklavayi agzina attiktan sonraki bakisini görünce seker krizine girecek sandim.
Ilk defa yemek yerken bu kadar eglenmistim.
Hepsinin yüzüne teker teker baktim. 2 prens Kyu ve Saeng kibar bir sekilde yiyorlardi tatlilarini, Joon ile Min kavgalarini unutmus birbirlerini yediriyorlardi, Hyun ise..
Ah Hyun! Günlerdir ac kalmis bir dilenci gibi yiyordu.
Kuzenim düsünceliydi.
"Simdi ne yapsak?"
"Cok istedigim ama simdiye kadar gidemedigim bir yer var. Oraya gitmeye ne dersiniz?"
"Neresi Elif?" Semih merakla bana bakti.
"Yerini tam bilmiyorum. Kiz kulesini en güzel nerden görebiliyorsak. Hani su meshur kv sahnelerinde cikiyordu ya hep."
"Olurmu bilmiyorum ki.."
Ellerinden tutup yalvarmaya basladim.
"Lütfen Semih cok cok istiyorum. Lütfen gideliim lütfeeenn."
Parmagiyla digerlerini g österip"Karari onlar versin." diyince umutlu gözlerle onlara baktim.
Hyun bana birkac saniye anlamsiz bir ifadeyle baktiktan sonra "Dedigin yeri anlamadim ama bu surata kim hayir diyebilir. Gidelim bende merak ettim." dedi.
"Hyundrellam seviyorum seni harikasin!"


Araba durunca hemen disari firlayip kostum. Ve iste karsimdaydi kiz kulesi. Tuhaf bir büyüsü vardi. Etkiliyordu insani. Digerleri yanima geldiler. Yüzlerinden begendiklerini anlayip sevindim.
"Buranin adi ne demistin Elif?"
"Kiz kulesi Joon."
"Kizmi? Niye kiz?"
"Hikayesi yüzünden."
"Anlatsana"
"Kiz kulesinde yasayan Hero isimli rahibe birgün kuleden ayrildiginda Leandros diye bir adamla karsilasiyor. Birbirlerine asik oluyorlar ama kiz aska yasakli. Leandros sevgilisi icin her gece yüzerek gizlice kuleye geliyor, bulusuyorlar. Firtinali bir gece Leandros kuleye dogru yüzerken Hero´nun yaktigi fener söndü ve karanlikta yolunu kaybeden Leandros bogularak öldü. Hero sevgilisinin öldügünü görünce dayanamayip kendisini kuleden denize atti. Kulenin ismi bu yüzden Kiz kulesi."
"Hmm güzel.."
Hikaye hepsini etkilemisti.
Gülümseyerek "Bu kulenin mutlu bir hikayeside var" diyince Semih alnini kiristirip "Mutlu hikayemi? Hic duymadim Elif. Nedir?" diye sordu.
"Dur kuzen anlatacagim simdi."
"Güzel bir yaz aksami Elif isminde bir kiz hayatinda ilk defa buraya gelir."
"Eee sonra."
"Simdilik devami yok. Bu kadar. Yada dur birsey daha ekleyeyim. Elif isimli kiz bes yakisikli erkekle.."
Semih kötü kötü bakti, gülerek düzelttim hatami.
"..Alti yakisikli erkekle buraya gelir."
"Simdi oldu."
Cantamdan fotograf makinemi cikarttim.
"Saeng ile benim fotografimi cekermisin Kyu?"
"Tabiki."

Dördüylede fotograf cekilmistim. Geriye bir kisi kalmisti. Kuleye dogru dönmüs denizi izliyordu. Bu sakinlik ona tersdi. Yanina gittim.
"Jung Min ne yapiyorsun?"
Gözünü denizden ayirmadan "Denizi izlemeyi cok seviyorum. Insanin üstünde acayip bir etkisi var." diye cevapladi. Öyle huzurlu görünüyordu ki..
"Evet bende cok severim. Rahatlatiyor. Bana ilac gibi geliyor, derdini unutturuyor. Saatlerce izleyebilirim."
"Anlattigin hikaye güzeldi."
"Begendigine sevindim. Biliyormusun öyle duygusal ve romantik biri degilim ama sevdigim kisiyi hep buraya getirmek istemisimdir."
"Getirdinmi peki?"
"Hayir, onunla daha tanisamadim. Ama eger birgün tanisirsam onu buraya getirecegim."
Ilk defa denizden gözlerini ayirip yüzüme bakti, gülümsedi.
Yutkundum.. Günes isigini yüzüne vuruyordu. Yada omu günese isigini veriyordu? Hayir..
Meger günes diye birsey yokmus, simdiye kadar günes bildigim o yuvarlak sey büyük bir lambaymis sadece.
Gercek günes karsimda durmus bana gülümsüyordu! Gözlerimi acitmasina ragmen ona bakmaktan kendimi alamiyordum. Oda bana bakiyordu..

Joon´un sesini duymamla kendime geldim.
"Hadi yaklasin fotografinizi cekeyim."
Jung Min beni kendine dogru cekti.
"Dur ya!"
Gülerek "Gülümsee" diyip beni kendisine daha cok cekti.
Kendine olan güvenine bak! Ona biraz zaafim olsada öyle istedigini yapamazdi. Neyse.. Simdilik karsi koymayip dedigi gibi gülümsemeyi sectim.
Cekildikten sonra "Bana verdigin sözü ne zaman tutacaksin?" diye sordu.
"Ne sözü?"
"Bana tatli yapacaktin."
Dün arabada söyledigim sözleri hatirladim.
"Ben onu öylesine demistim."
Kaslarini catarak "Öylesi böylesi yok. Yapacaksin!" bagirinca "Tamam yaparim ama bir sartla." dedim.
"Neymis sartin?"
"Begeneceksin."
Kahkaha atti.
"Begenmesemde oyunculuk yetenegimi kullanir belli etmem sana."
Omzuna vurdum. Gülmeyi birakip saskin gözlerle bakti.
"Bana vurursun haa?" diyip omzuma hafifce vurunca "Aaahhh!" diye bagirdim.
"Elif ne oldu, acittimmi?"
Yere cöküp omzumu tuttum. Inliyordum. Oda yere cöktü, iyice endiselenmisti.
"Elif acidimi? Saka yapmistim sadece."
"Aahh aaahh"
"Eliif ne olur birsey de"
Daha fazla dayanamayip kahkahayi patlattim. Bana saskin saskin bakarken onu gülerek itip yere düsmesini sagladim. Gözlerini iyice büyüdü. Agzi acildi.
"Hahaha sexy charisma tam anlamiyla yerlerde hahaha"
"Seeen görürsüüün!" Korkunc görünüyordu. Grup üyelerinin bahsettigi hitler bu olmaliydi. Kacmaya basladim, hala gülüyordum. Digerlerine dogru kosup Hyun´un arkasina saklandim.
"Liderim kurtar beni bu canavardan."
Jung Min önümüzde durdu.
"Ben canavar öylemi?"
Hyun´u itip bana dogru yaklasti. Nasilda unutmustum hepsi korkuyordu Jung Min´den. Nasil korusunlar.
En sevimli gülümsememi takindim.
"Eger birsey yapmazsan sana yarin cok güzel bir tatli getirecegim."
"Tatliylami kandiracaksin beni?"
O üstüme dogru geldikce ben arkaya dogru adimlar atiyordum.
"Ya nasil kandirabilirim?"
"Sen bul."
"Sen hayatimda gördügüm en karizmatik erkeksin."
Durmadi.
"Cok sexy´sin, sesin, aktörlügün, durusun, herseyin harika."
Hala durmuyordu. Düsündüm. Hitlerin gazabindan nasil kurtulabilirdim?
"Alisverise gitmeye ne dersin?"
"Ne zaman?"
"Konserden bir sonraki gün, son gününüz."
Nihayet durdu. Bana dogru egildi. Yüzlerimizin arasinda yalniz birkac santim kalmisti.
"Anlastik. Ama bir daha bana öyle birsey yapma."
"Tamam." Bakariz diye düsünüp güldüm.
Birden yüz ifadesi degisti, gözleri gözlerimden asagi kaydi. Tekrar gözlerime baktiginda yüzünde birseylere sasirmis gibi bir ifade vardi. Kafasini hizlica salladi ve arkasini dönüp gitti.
Derin bir nefes aldim. Digerleri bize bakip gülüyorlardi.

Ayyy benim favori bölümüm gelmiş...Eliiffff süpersin diyorum bir kez daha... Şu kısım harikaydı diyemiyorum çünkü tamamı harikaydı Sana bırakıyorum Nurcum o zaman

ya ben dün okudum ama yorum yapamadım çok güzel ilerliyor hikayen cnm:D
bir de geç olsun güç olmasın yazarlar olarak aramıza hoş geldin:D